Lider olarak geleceğe hazırlanmak: Duygusal Zeka

Lider olarak geleceğe hazırlanmak: Duygusal Zeka

''Technicians are smart about machines. Leaders are smart about people.''

Bu hızlı, karmaşık ve teknolojik dünyada, iyi bir lider olarak iyi bir performans göstermek günden güne daha da zorlaşıyor. Hem danışanlarımdan aldığım geri bildirimlerde duyduğum, hem de eğitim katılımcılarımda gözlemlediğim basit ama temel bir konu var. Çalışanlar hem kendi duygularının ve davranışlarının, hem de duygu ve davranışlarının çevresine etkisinin farkında olan liderlerle çalışmayı tercih ediyorlar. Aslında bu bizim için sürpriz değil. Çünkü son zamanlarda yapılan çalışmalara baktığımız zaman başarılı liderlerde aranan özelliklerde, başı hep 'duygusal zeka' çekiyor. Dünya Ekonomik Forumu, her sene gelecekte ihtiyacımız olacak becerileri raporluyor. Son 5 senedeki raporlara baktığımızda listeye farklı yetkinliklerin girdiğini ya da önem sıralarının değiştiğini görüyoruz. Listede değişmeyen ve her sene bir basamak daha üste çıkan tek beceri: Duygusal Zeka.

Bu güne kadar duygusal zeka ile ilgili farklı uzmanlar, benzer tanımlar yaptılar. Ben tüm okuyucuları şu an için aynı sayfada birleştirmek üzere bizimi tanımı burada paylaşacağım. Duygusal zeka değince akla ve dile hemen EMPATİ geliyor. Evet duygusal zekanın bir faktörü empati, ancak bütünü değil. Duygusal zeka tanımını iki boyutta yapabiliriz:

  • Bir boyut, kesinlikle içsel bir boyut ve Kişisel Farkındalık faktörü ile başlıyor. Kişisel farkındalık; kendi ruh hallerinin, duygularının, güdülerinin ve bunların başkaları üzerinde bıraktığı etkisini fark etme ve anlama yetisi. Ancak farkında olduğumuz bir şeyi kontrol edebiliriz. O nedenle takip eden faktör, Kişisel Denetim. Sahip olduğumuz yıkıcı dürtü ve duyguları kontrol edebilmek, yargılalara dayanarak ve düşünmeden hareket etme eğilimini dizginleyebilmek demek. Diğer bir faktör ise, İçsel Motivasyon. Maddiyat ve statünün ötesinde sebeplerle, hedefleri gerçekleştirmek için enerji ve kararlılıkla çalışma isteği.
  • İçsel boyutu takip eden ise dışsal boyut. Bu boyutta Empati ve Sosyal Beceriler var. Nasıl yumurta ancak içeriden kırılırsa can bulur, içsel boyutumuz farkında olmadan empati ve sosyal becerilerimizi tam performans uygulamak çok kolay değil. Empati, diğer insanların duygusal karakterlerini anlamaktır. Sosyal Beceriler ise; ilişkileri içtenlikle yönetme ve kişisel ağlar kurma becerisidir.

Peki duygusal zeka gelişir mi? Kötü haber, bazı araştırmalar duygusal zekanın karakter ile direkt bağlantısı olduğunu ve kendi karakteri ile bağlantı kurmamış, amacının, değerlerinin ve vizyonunun farkında olmayan bir lideri bu konuda zorluklar beklediğini paylaşıyor. İyi haber, bir çok araştırmacı ve uzman - gurular R. Boyatzis, D. Goleman dahil - kesinlikle odak ve eğitim ile gelişebileceğini her gün ispatlıyor. Lider olarak siz kendinizi geleceğe bugünden hazırlamak isterseniz, neler yapabilirsiniz? Bu konudaki eğitimlere katılmanın yanı sıra bireysel olarak size destek olabilecek bir kaç fikri paylaşayım:

  1. Çevrenizi duygusal zekası yüksek kişilerle doldurun. Birbirine benzeyen kuşlar birlikte uçar, derler. Bir diğer değişle, siz şu an mevcut durumunuzla benzer olan kişilerle birliktesinizdir. Hayran olduğunuz, takdir ettiğiniz, duygusal zekasının yüksek olduğuna inandığınız kişilerle daha çok zaman geçirmeye çalışın.
  2. Daha çok kitap okuyun. Gerçekten bu kadar basit. Daha çok roman, hikaye, biyografi okumak duygusal zekanızı geliştirir. Zaten kitaplar da bunun için tasarlanmamış mıdır? :)
  3. Aktif dinleme üzerine çalışın. İnsanlar dinlemekten daha çok nasıl cevap vereceklerini düşünürler. Siz de kendinizi dinleyin, kesin kendinizde de farkedeceksiniz. Bilinçli olarak dinlemek, gerçekten bir emek işi. Birisi konuşurken, vereceğiniz cevabı kurgulamaya başladığınızı farkettiğinizde kendinizi durdurun. Çok kolay değil yapmak evet ama ödülü büyük: şefkat ve empati.
  4. Dinlenme aktivitelerinizi doğru seçin. Bazen uzun zaman hiç bir şey yapmadan dursak da dinlemediğimizi farkettiniz mi? Çünkü biz bir şey yapmasak da zihnimiz sürekli çalışır. Stres seviyemizde bir gerileme olmaz. O nedenle dinlenmek demek, hiç bir şey yapmamak demek değildir. Keyif alacağımız beynimize, ruhumuza ve kalbimize iyi gelen faaliyetleri yapmaktır. Gerçekten keyif aldığınız şeylere zaman ayırın. Sizin için bu ne ise; satranç oynamak, resim yapmak, spor, meditasyon, yoga.
  5. Hayat boyu öğrenmeyi benimseyin. Yeni bir şey öğrenmek bizi zinde tutuyor. Deneyimlerimizi arttırdıkça, duygusal zekayı da gelişiyor. Bu öğrenmenin illa da eğitimle sınıfta olması gerekmiyor. Aktif olarak yeni şeyleri nasıl öğrenebilirsiniz? Yeni ne öğrenmek istersiniz? Dağa tırmanma? Şarkı söylemek? İspanyolca? Aikido? Seçenekler sonsuz. O uzun zamandır gitmek istediğiniz kursa yazılın artık.

Duygusal zekayı geliştirmek, diğer tüm becerileri gibi zaman alacak. Biliyoruz ki, hangi kasımızı çalıştırırsak o gelişiyor. Kiminle iletişimde, ilişkide olduğunuzu izleyin. yeni bir şeyler öğrenin ve kendinize duygusal olarak da tatmin ve ifade etmenin yollarını arayın. Bunun, liderliğinizi ve kişisel potansiyelinizi bir üst seviyeye taşıyacağınıza eminiz.

Güzel günler diliyorum.

İçten sevgilerle,

Mine Yücesoy

Bizim İK İşleri


Semra Kabadayı

Yatırım ve Finans Danışmanı, CPCC Coach, Lider ve Mentör

7y

Canimmm, muhtesem bir yazi. Hem bilimsel, hem yalin hem de kolayca okunur ve anlasilir bir tarzin var. Hem etkilendim, hem de ogrendim. Kalemine ve yuregine saglik

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler