İSLÂMÎ
DÜŞÜNCENİN
TEMEL
ÖZELLİKLERİ

1
2
Fakat Allah size îmânı sevdirdi.
Onu kalblerinizde süsledi.
Küfrü,
faasıklığı,
isyanı
size çirkin gösterdi.
İşte doğru yolda onların ta kendileridir.
(Hucurat 7)

3
Allahu Teala böyle buyurduğu halde
günümüzde çoğu Müslüman
ne kadar küfür,
isyan ve fısk varsa
“modernlik”,
ve “çağdaşlık” adı altında
onlara hayran kalıyor,
onlardan kaçınmıyor
ve hatta onlara koşuyor

4
Münker görüldüğünde değiştirilmelidir
inancına sahip olanlar;
çağdaş münkerler karşısında
“zaman sana uymazsa sen zamana uy”
diye çağrıda bulunabiliyorlar.
5
Amellerin ölçüsü
helal-haram,
sevap-günah
olması gerekirken,
“fayda ve zararı” ölçü alan
Pragmatik zihniyete sahip kişiler mevcut.

6
Bir Müslüman böyle durumlara
nasıl düşebilir?!...
Elbette ki, İslâm inancından uzaklaşmak
bütün problemlerin ana kaynağıdır

7
Kişi ancak sağlıklı düşündüğü sürece insandır.
Zira insanın hayvanlardan
en bariz farkı düşünebilmesidir.
Düşünmek yani akletmek ise,
eşya ve olaylar hakkında
doğru zihinsel hüküm verebilmektir.

8
İşte, kişi bu doğru hükümlerine göre
hareket ettiği sürece hayvanlardan
farklı olmaktadır.
Aksi halde o, hayvanlar gibi
sadece duygularının,
arzularının peşinde koşar.
Hatta hayvanlardan daha da sapıktırlar.

9
Furkan-44

10
Yoksa onların çoğunu işitirler
veya akıl ederler mi zannediyorsun?
Onlar hayvanlar gibidir
hattâ daha da sapıktırlar. Furkan-44

11
Allahu Teala onların
durumlarını bize
şöyle açıklamaktadır:

12
Furkan-43

Heva ve heveslerini kendisine
ilah edinen kimseyi gördün mü?
Sen ona koruyucu olabilir misin?
Furkan-43

13
Bu, genel olarak insan için düşüncenin
önemini göstermektedir.
Özel olarak Müslüman için önemine gelince;
Müslüman herhangi bir insan değildir.

14
Müslüman düşüncesinde,
davranışlarında,
arzu ve duygularında
Allah’a teslim olan kişidir.
İşte onun bu kişiliğine İslâmî şahsiyet denir.
Müslüman bu şahsiyette sebat etmelidir.

15
Müslüman'da İslâmî şahsiyetin oluşması
ancak onun düşüncesi
ve İslâmi inancı ile şekillenir.
16
Buna göre bir Müslüman için
geçerli olan hayır-şer,
güzel-çirkin,
doğru-yanlış ölçüsü
şer'î hükümlerle belirlenir.

17
Müslüman'ın İslâmi şahsiyete sahip olmasının
bir başka gereği de eğilimlerini oluşturan
duygularının ve arzularının da şer'î hükümlerle
şekillenerek Allah'ın
çirkin gördüğünü çirkin görmesi,
güzel gördüğünü güzel görmesi,
Allah'ın sevdiğini sevmesi ile olur.

18
Nitekim Efendimiz,
İslâm şahsiyetinin
nasıl olması gerektiğini
şöyle izah etmiştir:

19
Hevası benim getirdiğime
tabi olmadıkça,
Sizden biriniz iman etmiş olmaz”
(Ebu Naim ve Nasr b. İbrahim El-Muktesi ve Nevevi de sahih olduğunu söylemiştir.)

20
“Ben kendisine babasından,
çocuğundan ve tüm insanlardan
daha çok sevdiği olmadıkça
sizden hiç biriniz iman etmiş sayılmaz.” (Buhari, Müslim)

21
Bakara-216

22
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde,
size farz kılındı.
Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken,
siz onu hoş görmezsiniz.
Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken,
siz onu seversiniz.
Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bakara-216

23
Görüldüğü gibi Allah ve Resulü
mü’minin düşüncesini ve duygularını
terbiye edip “imana” bağlıyor.
Böylece mü’minde belirli bir şahsiyetin
yerleşmesi talep ediliyor.

24
Mü’minlerin bu şahsiyetlerini
söz ve fiillerinde tutarlı bir şekilde
Göstermeleri talep ediliyor.
Rabbimiz şöyle diyor:

25
(Saff: 2-3)

26
"Ey iman edenler!
Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
Yapmayacağınız şeyi söylemeniz
Allah katında büyük gazaba sebep olur." (Saff: 2-3)

27
(Bakara: 44)

28
"Sizler kitabı okuyup gerçekleri bildiğiniz halde,
insanlara iyiliği emredip kendinizi
unutuyor musunuz?
Aklınızı kullanmıyor musunuz? .." (Bakara: 44)

29
Görüldüğü gibi mümin kimsede
çelişkili hiç bir şeyin olmamasına yönelik ikaz var.
Allahu Teala müminlerin
diğer insanlar gibi olmamaları,
belirli bir şahsiyete
yani İslâmî şahsiyete sahip olmaları
gerektiğini bildiriyor:

30
Haşr-19

31
Allah'ı unutan ve bu yüzden
Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu
kimseler gibi olmayın.
Onlar yoldan çıkan kimselerdir. Haşr-19

32
İslâm'ın düşünce için getirdiği yöntem
Kur’an ve Sünnetten çıkartılır.
Bir olay veya bir husus hakkındaki
hükmü vermeden önce;

33
1- Bu Olay ve hususun hakikatini iyice anlamalı,
ne olduğunu bilmeli,
2- İman gereği olarak o olay
ve hüküm ile ilgili şer'î nasları bulmalı,

34
3- O şer'î nasları Kur’an
ve Sünnet bütünlüğü içinde anlamalı,

4- Bu naslardan çıkan, şer'î hükmü
teslimiyetle benimseyip
gerektirdiği tavrı ortaya koymalı.
35
İslâmi düşüncenin temel öğeleri
ve özellikleri şunlardır:

36
1- Ubudiyet; Allah'a kulluk bilincinin
yerleşmiş olması
yani Allah'ın kulu olduğu hiç unutmamalıdır.

37
Bu ise, şu şekilde davranışa dönüşür:
Sevgi ve itaat.
Bu herhangi bir itaat değil,
içinde bir sıkıntı duymadan
hoşnutlukla itaattir.
Zira Allah bunu şöyle bildirmektedir:

38
Nisa-65
39
Hayır! Rabbine andolsun ki onlar,
aralarında çıkan çekişmeli işlerde
seni hakem yapıp,
sonra da verdiğin hükme,
içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın,
tam bir teslimiyetle
boyun eğmedikçe
iman etmiş olmazlar.Nisa-65

40
2- Bir hususta karar vermeden
ve bir işi yapmadan önce
onun şer'î hükmünü araştırmak.
Bunu da şu ayeti kerimede açıkça
görüyoruz:

41
(İsra 36)

42
"Hakkında ilim sahibi olmadığın
şeyin peşine düşme.
Çünkü kulak, göz ve kalp,
bunların hepsi ondan sorumludur.“
(İsra 36)

43
Onun için fakihler,
yapacağı iş hakkındaki şer'î hükmü
bilmesi Müslümana farz-ı ayındır
demişlerdir.
44
Şu halde, bir Müslüman
duygularından hareketle
yada kendisindeki beşeri bilgilerden
yani aklından hareketle bir iş yapmaz.

45
Önce şer'î hükmü öğrenir sonra
o hükmün gereğince amel eder.
Tersi değil.
Yani, önce amel edip sonra da
hüküm araştırmaya kalkmaz.

46
3- İşin neticesine daima
ahiret boyutundan bakmalı.
Yani o işin sonunda
sevap mı, ceza mı;
cennet mi, cehennem mi kazanacak
bunu gözeterek amel etmelidir.
Nitekim Allahu Teala şöyle diyor:

47
(Haşr
18)

48
"Ey iman edenler!
Allah'tan korkun (hükümlerine bağlanın)
herkes yarın için ne hazırladığına baksın.
Allah'tan korkun,
çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
(Haşr 18)

49
Bu düşünceye sahip olan kimse
Allah'ın hükümlerini yerine getirmekle,
Allah'ı razı etmiş olmanın bilinciyle
huzur içinde olur.
İşte o kimse artık olgun
bir İslâmî şahsiyete sahip olur.

50
Bu şahsiyet içerisindeki takvası ile de
Allah katında kerim ve aziz olur.
Dünya ve ahirette kurtuluşa
ve selamete erişir.
Ne mutlu o insana!

51
Ey iman edenler!
Allah'tan korkun
ve doğru söz söyleyin.
Ahzab-70

52
Ahzab-70

53
(Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir
ve günahlarınızı bağışlar.
Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse
büyük bir kurtuluşa ermiş olur. Ahzab-70

54
Ey kerim ve rahim olan RABBİMİZ,
kendimizi senin uçsuz bucaksız inayetine,
yardımına,
lutfuna,
rahmetine,
keremine bıraktık.
Bize yardım eyle ya Rabbi.

ALLAH'ım
hakkımızda herşeyin
en iyisini ve en hayırlısını nasip eyle
55

More Related Content

PPTX
Hak Din İslamdır
PPTX
Orta namaz bilinci
DOC
106. hucurat suresi
PPTX
248. Kur'an Buluşması
PPTX
Allah Nasıl Olmamızı İster
PPTX
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
PPTX
Öyle Bir Ümmet Olun Ki
PPTX
Söze mi Amele mi
Hak Din İslamdır
Orta namaz bilinci
106. hucurat suresi
248. Kur'an Buluşması
Allah Nasıl Olmamızı İster
Kuran Soruyor ? - Kuranı Kerim Işıgında Kendini Sorgula
Öyle Bir Ümmet Olun Ki
Söze mi Amele mi

More from nurmuhammedsite (20)

PPTX
Hak yolundan sapma nedenleri
PPTX
NEFİS TERBİYESİ
PPTX
ZAFERİN ANAHTARI
PPTX
Dosdoğru Ol
PPTX
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
PPTX
İŞKENCE
PPTX
Başarı
PPTX
PPTX
ÜMMET BİLİNCİ
PPTX
PPTX
SÂLİH AMEL
PPTX
İmam Buhari
PPTX
Ama Onlar İnanmamışlar
PPTX
Dinlerini Parça Parça Edenler
PPTX
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
PPTX
En hayırlı ümmetsiniz
PPTX
AYDIN YOL
PPTX
RAMAZANI KARŞILARKEN
PPTX
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
PPTX
KELİME-İ TEVHİDİN HAKKI
Hak yolundan sapma nedenleri
NEFİS TERBİYESİ
ZAFERİN ANAHTARI
Dosdoğru Ol
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
İŞKENCE
Başarı
ÜMMET BİLİNCİ
SÂLİH AMEL
İmam Buhari
Ama Onlar İnanmamışlar
Dinlerini Parça Parça Edenler
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
En hayırlı ümmetsiniz
AYDIN YOL
RAMAZANI KARŞILARKEN
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
KELİME-İ TEVHİDİN HAKKI
Ad

İSLÂMÎ DÜŞÜNCENİN ÖZELLİKLERİ

  • 2. 2
  • 3. Fakat Allah size îmânı sevdirdi. Onu kalblerinizde süsledi. Küfrü, faasıklığı, isyanı size çirkin gösterdi. İşte doğru yolda onların ta kendileridir. (Hucurat 7) 3
  • 4. Allahu Teala böyle buyurduğu halde günümüzde çoğu Müslüman ne kadar küfür, isyan ve fısk varsa “modernlik”, ve “çağdaşlık” adı altında onlara hayran kalıyor, onlardan kaçınmıyor ve hatta onlara koşuyor 4
  • 5. Münker görüldüğünde değiştirilmelidir inancına sahip olanlar; çağdaş münkerler karşısında “zaman sana uymazsa sen zamana uy” diye çağrıda bulunabiliyorlar. 5
  • 6. Amellerin ölçüsü helal-haram, sevap-günah olması gerekirken, “fayda ve zararı” ölçü alan Pragmatik zihniyete sahip kişiler mevcut. 6
  • 7. Bir Müslüman böyle durumlara nasıl düşebilir?!... Elbette ki, İslâm inancından uzaklaşmak bütün problemlerin ana kaynağıdır 7
  • 8. Kişi ancak sağlıklı düşündüğü sürece insandır. Zira insanın hayvanlardan en bariz farkı düşünebilmesidir. Düşünmek yani akletmek ise, eşya ve olaylar hakkında doğru zihinsel hüküm verebilmektir. 8
  • 9. İşte, kişi bu doğru hükümlerine göre hareket ettiği sürece hayvanlardan farklı olmaktadır. Aksi halde o, hayvanlar gibi sadece duygularının, arzularının peşinde koşar. Hatta hayvanlardan daha da sapıktırlar. 9
  • 11. Yoksa onların çoğunu işitirler veya akıl ederler mi zannediyorsun? Onlar hayvanlar gibidir hattâ daha da sapıktırlar. Furkan-44 11
  • 12. Allahu Teala onların durumlarını bize şöyle açıklamaktadır: 12
  • 13. Furkan-43 Heva ve heveslerini kendisine ilah edinen kimseyi gördün mü? Sen ona koruyucu olabilir misin? Furkan-43 13
  • 14. Bu, genel olarak insan için düşüncenin önemini göstermektedir. Özel olarak Müslüman için önemine gelince; Müslüman herhangi bir insan değildir. 14
  • 15. Müslüman düşüncesinde, davranışlarında, arzu ve duygularında Allah’a teslim olan kişidir. İşte onun bu kişiliğine İslâmî şahsiyet denir. Müslüman bu şahsiyette sebat etmelidir. 15
  • 16. Müslüman'da İslâmî şahsiyetin oluşması ancak onun düşüncesi ve İslâmi inancı ile şekillenir. 16
  • 17. Buna göre bir Müslüman için geçerli olan hayır-şer, güzel-çirkin, doğru-yanlış ölçüsü şer'î hükümlerle belirlenir. 17
  • 18. Müslüman'ın İslâmi şahsiyete sahip olmasının bir başka gereği de eğilimlerini oluşturan duygularının ve arzularının da şer'î hükümlerle şekillenerek Allah'ın çirkin gördüğünü çirkin görmesi, güzel gördüğünü güzel görmesi, Allah'ın sevdiğini sevmesi ile olur. 18
  • 19. Nitekim Efendimiz, İslâm şahsiyetinin nasıl olması gerektiğini şöyle izah etmiştir: 19
  • 20. Hevası benim getirdiğime tabi olmadıkça, Sizden biriniz iman etmiş olmaz” (Ebu Naim ve Nasr b. İbrahim El-Muktesi ve Nevevi de sahih olduğunu söylemiştir.) 20
  • 21. “Ben kendisine babasından, çocuğundan ve tüm insanlardan daha çok sevdiği olmadıkça sizden hiç biriniz iman etmiş sayılmaz.” (Buhari, Müslim) 21
  • 23. Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bakara-216 23
  • 24. Görüldüğü gibi Allah ve Resulü mü’minin düşüncesini ve duygularını terbiye edip “imana” bağlıyor. Böylece mü’minde belirli bir şahsiyetin yerleşmesi talep ediliyor. 24
  • 25. Mü’minlerin bu şahsiyetlerini söz ve fiillerinde tutarlı bir şekilde Göstermeleri talep ediliyor. Rabbimiz şöyle diyor: 25
  • 27. "Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında büyük gazaba sebep olur." (Saff: 2-3) 27
  • 29. "Sizler kitabı okuyup gerçekleri bildiğiniz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? .." (Bakara: 44) 29
  • 30. Görüldüğü gibi mümin kimsede çelişkili hiç bir şeyin olmamasına yönelik ikaz var. Allahu Teala müminlerin diğer insanlar gibi olmamaları, belirli bir şahsiyete yani İslâmî şahsiyete sahip olmaları gerektiğini bildiriyor: 30
  • 32. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir. Haşr-19 32
  • 33. İslâm'ın düşünce için getirdiği yöntem Kur’an ve Sünnetten çıkartılır. Bir olay veya bir husus hakkındaki hükmü vermeden önce; 33
  • 34. 1- Bu Olay ve hususun hakikatini iyice anlamalı, ne olduğunu bilmeli, 2- İman gereği olarak o olay ve hüküm ile ilgili şer'î nasları bulmalı, 34
  • 35. 3- O şer'î nasları Kur’an ve Sünnet bütünlüğü içinde anlamalı, 4- Bu naslardan çıkan, şer'î hükmü teslimiyetle benimseyip gerektirdiği tavrı ortaya koymalı. 35
  • 36. İslâmi düşüncenin temel öğeleri ve özellikleri şunlardır: 36
  • 37. 1- Ubudiyet; Allah'a kulluk bilincinin yerleşmiş olması yani Allah'ın kulu olduğu hiç unutmamalıdır. 37
  • 38. Bu ise, şu şekilde davranışa dönüşür: Sevgi ve itaat. Bu herhangi bir itaat değil, içinde bir sıkıntı duymadan hoşnutlukla itaattir. Zira Allah bunu şöyle bildirmektedir: 38
  • 40. Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.Nisa-65 40
  • 41. 2- Bir hususta karar vermeden ve bir işi yapmadan önce onun şer'î hükmünü araştırmak. Bunu da şu ayeti kerimede açıkça görüyoruz: 41
  • 43. "Hakkında ilim sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.“ (İsra 36) 43
  • 44. Onun için fakihler, yapacağı iş hakkındaki şer'î hükmü bilmesi Müslümana farz-ı ayındır demişlerdir. 44
  • 45. Şu halde, bir Müslüman duygularından hareketle yada kendisindeki beşeri bilgilerden yani aklından hareketle bir iş yapmaz. 45
  • 46. Önce şer'î hükmü öğrenir sonra o hükmün gereğince amel eder. Tersi değil. Yani, önce amel edip sonra da hüküm araştırmaya kalkmaz. 46
  • 47. 3- İşin neticesine daima ahiret boyutundan bakmalı. Yani o işin sonunda sevap mı, ceza mı; cennet mi, cehennem mi kazanacak bunu gözeterek amel etmelidir. Nitekim Allahu Teala şöyle diyor: 47
  • 49. "Ey iman edenler! Allah'tan korkun (hükümlerine bağlanın) herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr 18) 49
  • 50. Bu düşünceye sahip olan kimse Allah'ın hükümlerini yerine getirmekle, Allah'ı razı etmiş olmanın bilinciyle huzur içinde olur. İşte o kimse artık olgun bir İslâmî şahsiyete sahip olur. 50
  • 51. Bu şahsiyet içerisindeki takvası ile de Allah katında kerim ve aziz olur. Dünya ve ahirette kurtuluşa ve selamete erişir. Ne mutlu o insana! 51
  • 52. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. Ahzab-70 52
  • 54. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. Ahzab-70 54
  • 55. Ey kerim ve rahim olan RABBİMİZ, kendimizi senin uçsuz bucaksız inayetine, yardımına, lutfuna, rahmetine, keremine bıraktık. Bize yardım eyle ya Rabbi. ALLAH'ım hakkımızda herşeyin en iyisini ve en hayırlısını nasip eyle 55