3. Fakat Allah size îmânı sevdirdi.
Onu kalblerinizde süsledi.
Küfrü,
faasıklığı,
isyanı
size çirkin gösterdi.
İşte doğru yolda onların ta kendileridir.
(Hucurat 7)
3
4. Allahu Teala böyle buyurduğu halde
günümüzde çoğu Müslüman
ne kadar küfür,
isyan ve fısk varsa
“modernlik”,
ve “çağdaşlık” adı altında
onlara hayran kalıyor,
onlardan kaçınmıyor
ve hatta onlara koşuyor
4
7. Bir Müslüman böyle durumlara
nasıl düşebilir?!...
Elbette ki, İslâm inancından uzaklaşmak
bütün problemlerin ana kaynağıdır
7
8. Kişi ancak sağlıklı düşündüğü sürece insandır.
Zira insanın hayvanlardan
en bariz farkı düşünebilmesidir.
Düşünmek yani akletmek ise,
eşya ve olaylar hakkında
doğru zihinsel hüküm verebilmektir.
8
9. İşte, kişi bu doğru hükümlerine göre
hareket ettiği sürece hayvanlardan
farklı olmaktadır.
Aksi halde o, hayvanlar gibi
sadece duygularının,
arzularının peşinde koşar.
Hatta hayvanlardan daha da sapıktırlar.
9
17. Buna göre bir Müslüman için
geçerli olan hayır-şer,
güzel-çirkin,
doğru-yanlış ölçüsü
şer'î hükümlerle belirlenir.
17
18. Müslüman'ın İslâmi şahsiyete sahip olmasının
bir başka gereği de eğilimlerini oluşturan
duygularının ve arzularının da şer'î hükümlerle
şekillenerek Allah'ın
çirkin gördüğünü çirkin görmesi,
güzel gördüğünü güzel görmesi,
Allah'ın sevdiğini sevmesi ile olur.
18
20. Hevası benim getirdiğime
tabi olmadıkça,
Sizden biriniz iman etmiş olmaz”
(Ebu Naim ve Nasr b. İbrahim El-Muktesi ve Nevevi de sahih olduğunu söylemiştir.)
20
23. Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde,
size farz kılındı.
Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken,
siz onu hoş görmezsiniz.
Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken,
siz onu seversiniz.
Allah bilir, siz bilmezsiniz. Bakara-216
23
24. Görüldüğü gibi Allah ve Resulü
mü’minin düşüncesini ve duygularını
terbiye edip “imana” bağlıyor.
Böylece mü’minde belirli bir şahsiyetin
yerleşmesi talep ediliyor.
24
29. "Sizler kitabı okuyup gerçekleri bildiğiniz halde,
insanlara iyiliği emredip kendinizi
unutuyor musunuz?
Aklınızı kullanmıyor musunuz? .." (Bakara: 44)
29
30. Görüldüğü gibi mümin kimsede
çelişkili hiç bir şeyin olmamasına yönelik ikaz var.
Allahu Teala müminlerin
diğer insanlar gibi olmamaları,
belirli bir şahsiyete
yani İslâmî şahsiyete sahip olmaları
gerektiğini bildiriyor:
30
32. Allah'ı unutan ve bu yüzden
Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu
kimseler gibi olmayın.
Onlar yoldan çıkan kimselerdir. Haşr-19
32
33. İslâm'ın düşünce için getirdiği yöntem
Kur’an ve Sünnetten çıkartılır.
Bir olay veya bir husus hakkındaki
hükmü vermeden önce;
33
34. 1- Bu Olay ve hususun hakikatini iyice anlamalı,
ne olduğunu bilmeli,
2- İman gereği olarak o olay
ve hüküm ile ilgili şer'î nasları bulmalı,
34
35. 3- O şer'î nasları Kur’an
ve Sünnet bütünlüğü içinde anlamalı,
4- Bu naslardan çıkan, şer'î hükmü
teslimiyetle benimseyip
gerektirdiği tavrı ortaya koymalı.
35
37. 1- Ubudiyet; Allah'a kulluk bilincinin
yerleşmiş olması
yani Allah'ın kulu olduğu hiç unutmamalıdır.
37
38. Bu ise, şu şekilde davranışa dönüşür:
Sevgi ve itaat.
Bu herhangi bir itaat değil,
içinde bir sıkıntı duymadan
hoşnutlukla itaattir.
Zira Allah bunu şöyle bildirmektedir:
38
40. Hayır! Rabbine andolsun ki onlar,
aralarında çıkan çekişmeli işlerde
seni hakem yapıp,
sonra da verdiğin hükme,
içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın,
tam bir teslimiyetle
boyun eğmedikçe
iman etmiş olmazlar.Nisa-65
40
41. 2- Bir hususta karar vermeden
ve bir işi yapmadan önce
onun şer'î hükmünü araştırmak.
Bunu da şu ayeti kerimede açıkça
görüyoruz:
41
45. Şu halde, bir Müslüman
duygularından hareketle
yada kendisindeki beşeri bilgilerden
yani aklından hareketle bir iş yapmaz.
45
46. Önce şer'î hükmü öğrenir sonra
o hükmün gereğince amel eder.
Tersi değil.
Yani, önce amel edip sonra da
hüküm araştırmaya kalkmaz.
46
47. 3- İşin neticesine daima
ahiret boyutundan bakmalı.
Yani o işin sonunda
sevap mı, ceza mı;
cennet mi, cehennem mi kazanacak
bunu gözeterek amel etmelidir.
Nitekim Allahu Teala şöyle diyor:
47
49. "Ey iman edenler!
Allah'tan korkun (hükümlerine bağlanın)
herkes yarın için ne hazırladığına baksın.
Allah'tan korkun,
çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
(Haşr 18)
49
50. Bu düşünceye sahip olan kimse
Allah'ın hükümlerini yerine getirmekle,
Allah'ı razı etmiş olmanın bilinciyle
huzur içinde olur.
İşte o kimse artık olgun
bir İslâmî şahsiyete sahip olur.
50
51. Bu şahsiyet içerisindeki takvası ile de
Allah katında kerim ve aziz olur.
Dünya ve ahirette kurtuluşa
ve selamete erişir.
Ne mutlu o insana!
51
54. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir
ve günahlarınızı bağışlar.
Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse
büyük bir kurtuluşa ermiş olur. Ahzab-70
54
55. Ey kerim ve rahim olan RABBİMİZ,
kendimizi senin uçsuz bucaksız inayetine,
yardımına,
lutfuna,
rahmetine,
keremine bıraktık.
Bize yardım eyle ya Rabbi.
ALLAH'ım
hakkımızda herşeyin
en iyisini ve en hayırlısını nasip eyle
55